Taksirle ölüme neden olma”, failin dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı hareketi sonucu, istemeyerek bir kişinin ölümüne sebep olması durumudur. 5237 sayılı Türk Ceza Kanun’un “taksirle öldürme” başlıklı 85 inci maddesinde düzenlenmiştir. 

Taksir Kavramının Hukuki Tanımı  

Taksir; Türk Ceza Kanunu’nun 22 nci maddesi 2 nci fıkrasında; “dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla, bir davranışın suçun kanuni tanımında belirtilen neticesi öngörülmeyerek gerçekleştirilmesidir” şeklinde tanımlanmaktadır. Taksirli kişi, zararlı bir neticenin ortaya çıkmaması için gereğini yapmamıştır veya yapılması gerektiği gibi yapmamıştır1.  

Taksir ve Kast Arasındaki Farklar  

Taksir de kast da haksızlık teşkil eden veya daha öte suç olarak düzenlenmiş bir eylemin gerçekleştirilme şeklidir. Kastta, fail sonucu öngörür ve sonucun gerçekleşmesini ister. Taksirde ise sonucu tahmin edebilir olduğu halde tahmin edememesi veya tahmin etmesine rağmen böyle bir sonucun ortaya çıkmasını istememesi (bilinçli taksir) söz konusudur.  

Kast ve taksir arasında kural-istisna ilişkisi vardır. Kanun maddesinde “kast” ifadesi geçmiyor olsa dahi fiilin suç olması için mutlaka kasten işlenmesi şartı aranır2Taksir ise istinadır; yani taksirle gerçekleştirilmiş bir fiilin cezalandırılabilmesi için ise kanunda açıkça yazması gerekmektedir. 

Suçun kasten işlenmesi ile taksirle işlenmesi arasında ceza miktarı açısından da farklılıklar bulunur. Örneğin, kasten insan öldürme suçunun cezası Kanunun 81 inci maddesine göre müebbet hapis cezası olarak öngörülmüşken taksirle insan öldürme suçunun temel hali bakımından iki yıldan altı yıla kadar süreli hapis cezası öngörülmüştür.  

Bilinçli Taksir Nedir? Örnekler

Bilinçli taksirde fail sonucu öngörür, fakat istemez. TCK 22/3’e göre; “Kişinin öngördüğü neticeyi istememesine karşın, neticenin meydana gelmesi halinde bilinçli taksir vardır; bu halde taksirli suça ilişkin ceza üçte birden yarısına kadar artırılır”. Örneğin; bir araç sürücüsünün kırmızı ışık yandığını gördüğü halde sürüş becerilerine güvenerek hızlıca geçmesi ve bu çarpma sonucunda bir kişinin ölümüne sebebiyet vermesi halinde fail neticeyi öngörmüştür; ancak bu kişiyi öldürmek istememiştir- bu bilinçli taksirdir.  

Taksirle Ölüme Neden Olma Suçunun Unsurları  

Taksirle insan öldürme suçunun unsurları şunlardır:  

· Ölüme sebebiyet veren hareket iradi olmalıdır; fail hareketi bilerek ve isteyerek yapmış olmalıdır.  

· Fail tarafından öngörülmüş olsun ya da olmasın; ölüm neticesi istenmemiş olmalıdır.  

· Ölüm neticesi ile failin taksirli hareketi arasında nedensellik bağı kurulmalıdır.  

· Netice öngörülebilir olmalıdır.  

·Taksirli hareket, dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılıktan kaynaklanmalıdır.  

İhmal ve Dikkatsizlik Unsuru  

Taksirin temelinde, failin fiil sırasında göstermesi gereken dikkat ve özeni yerine getirmemesi vardır. Dikkat ve özen yükümlülüğü, bir hukuk kuralından, sözleşmeden, failin yürüttüğü meslek kurallarından veya öngelen bir davranıştan kaynaklanabilir3. Özellikle bazı faaliyetlerin icra edilmesine ilişkin olarak dikkat edilmesi gereken özen yükümlülüğüne mevzuatta yer verilmiş olabilir. Örneğin; iş güvenliği açısından 6331 sayılı “İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’, sürücü ve yayaların uyması gereken yükümlülüklere ilişkin olarak 2918 sayılı“Karayolları ve Trafik Kanunu”, tıbbi müdahalelere ilişkin olarak “1219 Sayılı Tababet ve Şuabatı San'atlarının Tarzı İcarasına Dair Kanun” ile birtakım davranış kurallarına yer verilmiştir.  

Bununla birlikte, dikkat ve özen yükümlülüğünün mutlaka yazılı davranış kurallarından kaynaklanması gerekmemektedir. Örneğin, hekimlik mesleğinde failin dikkat ve özen yükümlülüğüne uygun hareket edip etmediği tespit edilirken özel uzmanlık bilgisi ve tecrübesi gibi etkenler de göz önünde tutulmaktadır4.  

Nedensellik Bağı ve Kusur Değerlendirmesi  

Failin davranışı ile ölüm neticesi arasında bir bağlantı olmalıdır. Eğer failin taksirli eylemi olmazsa ölüm gerçekleşmeyecekse, nedensellik bağı kurulmuş olur. Ancak dikkat ve özen yükümlülüğüne uygun davranılsa dahi neticenin kaçınılmaz olup olmadığı irdelenmelidir. Örneğin, bir kişinin hızlı seyir halinde iken intihar etmek üzere aniden önüne atlayan kimseye çarparak ölümüne sebebiyet vermesi halinde ölüm neticesinin kaçınılmaz olup olmadığı irdelenmelidir ve buna göre ölüm fiilinin objektif olarak sürücüye isnat edilip edilemeyeceği belirlenecektir.  

Taksirle öldürme suçunun unsurları bulunsa dahi failin cezalandırılabilmesi için kusurluluk aranmaktadır.Örneğin, başına silah dayanmış ve ölümle tehdit edilerek yüksek hızda araç kullanmaya zorlanan bir şoförün aracı kullandığı esnada bir kimseye çarparak ölümüne sebebiyet vermesi durumunda kusurluluğu kaldıran bir halin var olduğu kabul edilecektir.  

Türk Ceza Kanunu’nda Taksirle Ölüme Neden Olma  

TCK 85. Maddeye Genel Bakış  

5237 sayılı Türk Ceza Kanun’un “taksirle öldürme” başlıklı 85 inci maddesinde taksirle insan öldürme suçuna yer verilmiştir. Birinci fıkra hükmünde taksirle öldürme fiilinin işlenmesi halinde temel ceza düzenlenmiştir. İkinci fıkra hükmünde ise daha fazla ceza verilmesini öngören suçun nitelikli haline yer verilmiştir.  

“Taksirle öldürme  

Madde 85- (1) Taksirle bir insanın ölümüne neden olan kişi, iki yıldan altı yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.  

(2) Fiil, birden fazla insanın ölümüne ya da bir veya birden fazla kişinin ölümü ile birlikte bir veya birden fazla kişinin yaralanmasına neden olmuş ise, kişi iki yıldan onbeş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.” 

Basit ve Ağır Taksir Ayrımı  

Basit taksir yani aslında bilinçsiz taksirde, Türk Ceza Kanunu m. 22/2 ye göre, taksirle bir zarara sebebiyet veren kişi bu zararlı neticeyi tahmin edilebilir olmasına rağmen öngöremez ve böylelikle sonucu engelleyecek davranışı da gerçekleştiremez. Kanun koyucu bilinçsiz taksir ibaresine yer vermemiş, bunun yerine “taksir” kavramı ile basit taksiri kastetmiştir. Taksirle öldürme suçu bakımından m. 85/1 hükmü bilinçsiz/basit taksir halinde uygulanacaktır.  

Bilinçli taksir halinde ise, kişi neticeyi öngörür ancak neticenin meydana gelmesini istemez. TCK m. 22/3 bilinçli taksiri, taksirle işlenen tüm suçlar bakımından cezanın ağırlaştırılmasını gerektiren bir hal olarak düzenlemiştir. Buna göre, taksirle öldürme suçunun bilinçli taksirle işlenmesi halinde faile verilecek cezadaüçte birden yarısına kadar bir artırım yapılacaktır.  

Uygulamada En Sık Görülen Taksirle Ölüme Neden Olma Örnekleri  

· Trafik Kazası Neticesinde Taksirle Ölüme Sebebiyet Verme  

Trafik kazaları, genellikle failin dikkat ve özen yükümlülüğünü yerine getirmemesi nedeniyle ortaya çıkmaktadır. Trafik kazası nedeniyle bir kimsenin ölümüne sebebiyet veren fail hareketi bilinçli taksirle meydana gelebileceği gibi bilinçsiz taksirle de meydana gelebilir. Trafik kurallarına örneğin Karayolları Trafik Kanunu’nunda düzenlenmiş hız sınırları, geçiş hakları, duraklama ve park etme yasakları gibi kurallara yönelik ihlaller dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık konusunda ciddi bir emare oluşturur. Ancak bu kurallara aykırı bir davranış neticesinde trafik kazası meydana gelmesi ve bir kimsenin ölümüne sebebiyet verilmesi halinde doğrudan bilinçli taksir olduğunu söylemek mümkün değildir. Örneğin Yargıtay’ın 12. Ceza Dairesinin yerleşik içtihatlarına göre salt ehliyetsiz araç kullanmanın bilinçli taksir koşulunu oluşturmadığı5kabul edilmektedir. Bununla birlikte, trafik kazası neticesinde ölüme neden olan failin bilinçli taksir halinde suçu işlediğine kanaat olunması halinde suçun cezasının TCK m. 22/3'e göre arttırılması gerekmektedir.  

Nitekim Yargıtay da 20.12.2024 tarihli bir kararında; uykusu gelmesine rağmen yola devam eden sürücünün sürüşle ilgili becerilerinde azalma olduğu ve bu haliyle ölüme neden olabileceğini öngördüğü halde önceki tecrübelerinin olumsuz neticelenmemesine, şoförlük yeteneklerine, özellikle de şansına güvendiğini, böyle bir zanla hareket ederek direksiyon başında uyuklamasından dolayı idaresindeki aracın hakimiyetini kaybedip gerçekleşmesini istemediği ancak öngördüğü sonucun meydana gelmesini engelleyecek şekilde objektif özen yükümlülüğüne uygun davranmayan sanığın bir kişinin ölümüne neden olma eyleminde bilinçli taksirle hareket ettiğini kabul etmiş ve basit taksirle öldürme suçundan verilen kararın eksik ceza tayini nedeniyle bozulmasına hükmetmiştir6.  

Trafik kazası neticesinde taksirle öldürme suçunda failin kusuru tespit edilirken uygulamada asli kusur-tali kusur ayrımına gidilmektedir. Dosya kapsamında aldırılan bilirkişi raporuna istinaden failin kusur oranı tespit edilmektedir. Yargılama aşamasında temin edilen bilirkişi raporuna süresi içerisinde itiraz edilebilir. Raporun denetime elverişli olmaması, somut olay ile uyumluluk arz etmemesi, rapor hazırlamaya ehil olmayan kişilerce tazmin edilmesi, kaza tespit tutanağı ve/veya daha önce aldırılan bilirkişi raporları ile çelişki barındırması halinde rapora itiraz edilmesi ve bu hususların alanında uzman avukat tarafından dikkate getirilmiş olması yargılamanın sonucuna etki edebilecek niteliktedir. Zira faile verilecek ceza, bu kusur durumuna göre belirlenecektir.  

· İş Kazası Neticesinde Taksirle Ölüme Sebebiyet Verme  

İş kazaları, taksirle ölüme sebebiyet verme suçunun en çok karşımıza çıktığı örneklerden bir tanesidir. İşveren tarafından ya da işçiler tarafından gerekli iş güvenliği tedbirlerinin alınmaması halinde ölümle neticelenen iş kazaları yaşanabilmektedir. İşverenin dikkat ve özen yükümlülüğünün belirlenmesinde, 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununda yer verilen düzenlemeler temel alınmaktadır. Bununla birlikte, birden fazla kişinin taksirle işlediği suçlarda herkesin kendi kusurundan sorumlu olacağı ve her failin kendi kusuruna göre ayrı ayrı cezalandırılacağı belirtilmiş olduğundan bir iş kazası neticesinde hangi dikkat ve özen yükümlülüğünün ihlal edildiği ile bu yükümlülüğün kimin sorumluluğunda olduğunun tespiti gerekecektir7.  

Nitekim Yargıtay 12. Ceza Dairesi 18.01.2016 tarihli bir kararında, iş güvenliği uzmanı tarafından iş kazası tarihinden önce kazaya sebebiyet veren eksikliklerin tespit edilerek onaylı işyeri defterine yazılmış olduğu ve yönetmelik gereğince onaylı işyeri defterine yazılan önerilerin tebliğ edilmiş sayıldığı hususlarına dikkat çekerek iş güvenliği uzmanına taksirle öldürme fiili nedeniyle kusur atfedilemeyeceğine ancak işverenler açısından ise bilinçli taksir koşullarının oluştuğu gözetilerek cezada arttırım yapılması gerektiğine karar vermiştir8.  

· Tıbbi Uygulama Hatası (Malpraktis) Neticesinde Taksirle Ölüme Sebebiyet Verme  

Taksirle ölüme sebebiyet verme hallerinden en çok karşımıza çıkan bir diğeri ise malpraktis olarak da bilinen tıbbi uygulama hatası neticesinde hastanın ölümüne sebebiyet verilmesidir. Hekimin, tıbbi müdahale esnasında; standart uygulamayı yapmaması, bilgi, beceri veya deneyim eksikliği ile yanlış veya noksan teşhis ya da tedavide bulunması, gerektiği ölçüde ilgi ve özen göstermemesi veya hastaya gereken tedaviyi vermemesi neticesinde zarar veya zarar riski oluşturan eylemleri tıbbi hata olarak kabul edilecektir. Bununla birlikte, hekim tıp mesleğinin ve sanatının gereklerine uygun olarak tıbbi müdahalede bulunmuş ve gerekli dikkat ve özeni göstermiş olmasına rağmen ortaya çıkan yaralama veya ölüm neticesi var ise komplikasyon (izin verilen risk) söz konusudur. Bu durumda öngörülebilen ölüm neticesini hekim ister öngörsün ister öngörmesin tıbbi müdahalede bir kusurluluk yok ise cezai sorumluluğundan bahsedilemeyecektir. Yargılama esnasında hatalı bir tıbbi müdahalenin olup olmadığı veya istenmeyen neticenin komplikasyon mu olduğunun tespiti Adli Tıp Kurumu Başkanlığı’ndan bilimsel bir rapor alınarak belirlenecektir. Ölüm neticesinin hekimin tıbbi uygulama hatası nedeniyle meydana geldiğinin tespit edilmesi halinde, hekimin hatalı bu fiili tazminat davasına da konu olabilecektir.  

Uygulamada tıbbi hata olarak kabul edilmiş bazı örnekler şunlardır:  

Teşhis aşamasında ön muayenenin eksik yapılması, hastanın anamnezinin (geçmiş bilgisi) hiç alınmamış olması ya da gerektiği gibi alınmaması, gerekli tetkiklerin yapılmaması; tedavi aşamasında ise gereken tıbbi müdahalenin hiçbir şekilde yapılmaması, ameliyat sırasında hastanın vücudunda yabancı madde unutulması, yanlış tedavi yöntemi seçilmesi, yanlış ilaç verilmesi, hastanın veya müdahale edilecek uzvun karıştırılması, müdahalenin ölçüsüz bir şekilde yapılması, hijyen kurallarına dikkat edilmemesi veya hatalı ameliyat tarzının benimsenmesi, yanlış teknik araçların kullanılması vb9 

Cezai Sorumluluk ve Yaptırımlar  

1. Hapis Cezası ve Alt-Üst Sınırlar  

· Taksirle öldürme suçunun cezası, Türk Ceza Kanunu m. 85/1'e göre 2 yıldan 6 yıla kadar hapis cezasıdır. Failin kusur durumuna göre; asli kusurlu ise üst sınıra yakın veya tali kusurlu olduğunun tespit edilmesi halinde ise alt sınırdan ceza belirlenmesi yoluna gidilir.  

· Yine aynı maddenin ikinci fıkrasında ise suçun cezasında arttırım yapılmasını öngören nitelikli haline yer verilmiştir. Taksirli hareketin “birden fazla kişinin ölümüne” ya da “ölüm ile birlikte bir veya daha fazla kişinin yaralanmasına” sebebiyet verilmesi halinde cezanın alt sınırı 2 yıl ve üst sınır ise 15 yıl olarak belirlenmiştir. İkinci fıkranın uygulanması bakımından dikkat edilecek husus, TCK 89/1 kapsamında veya bilinçli taksirle işlenmemiş olması halinde yaralama fiilinin şikâyete tabi suç niteliğinde olmasıdır.  

2. Bilinçli Taksirde Cezanın Artırılması  

Bilinçli taksirle öldürme suçunun cezası, 85 inci maddenin birinci fıkrasına göre belirlenen temel cezanın üçte birinden yarısına kadar arttırılmasıyla tespit edilir.  

Taksirle Ölüme Neden Olma Davasında Yargılama Süreci  

· Taksirle Öldürme Suçu Şikâyete Tabi Midir?  

Taksirle öldürme suçu şikâyete tabi bir suç olmayıp Cumhuriyet Savcılığı tarafından suçtan haberdar olunması üzerine re’sen soruşturma başlatılır. Mağdur veya yakınlarının şikayetçi olması gerekmediği gibi ilk aşamadaki bu iradelerini sonradan geri çekmeleri halinde dahi kamu davası niteliğindeki yargılamada bu gerekçe ile düşme kararı verilemez.  

· Görevli Mahkeme Nasıl Belirlenir?  

5235 sayılı Kanun’un 14’üncü maddesine göre; mahkemelerin görevlerinin belirlenmesinde ağırlaştırıcı veya hafifletici nedenler gözetilmeksizin kanunda yer alan suçun cezasının üst sınırı göz önünde bulundurulur. Buna göre, üst sınırı 10 yıl veya daha az hapis cezası gerektiren dava ve işlere asliye ceza mahkemesi, 10 yıldan fazla hapis cezası gerektiren dava ve işlere ise ağır ceza mahkemesi bakmakla görevlidir. Şu hâlde, taksirle öldürme suçuna ilişkin olarak 85/1 ve 85/2 kapsamında görevli mahkemeler ayrı ayrı belirlenecektir.  

· TCK m. 85/1 kapsamında, taksirle bir kimsenin ölümüne sebebiyet verilmesi halinde görevli mahkeme Asliye Ceza Mahkemeleridir. 

· TCK m. 85/2 kapsamında, taksirle bir veya daha fazla kişinin ölümü ya da ölüm ile birlikte yaralanmasına sebebiyet verilmesi halinde görevli mahkeme Ağır Ceza Mahkemeleridir.  

Sıkça Sorulan Sorular  

Taksirle ölüme neden olma suçu hangi durumlarda oluşur?  

Trafik kazası, iş kazası, tıbbi müdahale hatası gibi dikkatsizlik ya da bir ihmal neticesinde gerçekleşen ancak öldürme kastı olmayan durumlarda taksirle öldürme suçundan yargılama yapılır. 

Taksirle ölüme neden olan kişi mutlaka hapse girer mi?  

Taksirle ölüme neden olma suçunda adli para cezasına çevrilmeye ilişkin koşullar oluştuğu takdirde uygulanabilir. Ancak bilinçli taksir söz konusu ise verilen cezanın adli para cezasına çevrilebilmesi mümkün olmamaktadır.  

Bilinçli taksirle ölüme neden olma ne demektir? 

Fail ölüm neticesini öngörmüştür, ancak tecrübesi, bilgi-birikim veya geçmiş deneyimlerine güvenerek yine de iradi hareketi gerçekleştirmiştir. Fail, ölüm neticesinin gerçekleşmesini istemez. Ceza, taksirle öldürme suçunun temel cezasının üçte bir ile yarısına kadar arttırılması ile belirlenir.  

Trafik kazasında ölüm olursa hangi cezalar verilir? 

TCK 85’e göre, bir kişinin taksirle ölümüne sebebiyet verilmiş ise 2 ila 6 yıl arasında ceza belirlenir. Birden fazla kişinin ölümü ya da ölüm ile birlikte yaralanmasına sebebiyet verilmesi halinde ise 2 ila 15 yıl hapis cezası öngörülmüştür. Failin kusur durumuna göre, üst veya alt sınıra yaklaşılarak temel ceza belirlenir. Bilinçli taksir halinde ise temel ceza üzerinden üçte birinden yarısına kadar arttırım yapılması söz konusu olacaktır.  

Taksirle ölüme neden olma davası ne kadar sürer?  

Tüm delillerin durumu, keşif, bir veya daha fazla bilirkişi raporu aldırılması gerekliliği, mahkemelerin iş yükü, kanun yoluna başvurulmuş olması gibi gerekçelerle 1,5 yıl ile 5 yıl ve belki de daha fazla sürebilmektedir.  

Mağdur yakınları hangi haklara sahiptir?

Mağdur yakınları, trafik kazası, iş kazası, tıbbi müdahale hatası gibi gerekçelerle işveren, hekim, sigorta şirketleri, araç sahibi ya da işletenler gibi ölüme sebebiyet veren kişi ya da zarar riskini teminat altına alan kuruluşlara karşı diğer şartların da mevcut olması halinde maddi veya manevi tazminat isteminde bulunulabilirler ve ceza davasına katılma (müdahil olma) hakkına sahiptirler.  

Taksirle ölüme neden olma suçunda uzlaşma olur mu? 

Taksirle öldürme suçu uzlaşmaya tabi değildir.  

İş kazasında ölen işçinin sorumlusu taksirle suçlanabilir mi? 

Evet; dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranış varsa, iş güvenliği açısından eksiklikler tespit edilerek gerekli önlem ve tedbirler zamanında alınmamış ise taksirle ölüme sebebiyet verme suçu oluşabilir.  

Taksirle ölüme neden olmada suça dair zamanaşımı süresi kaç yıldır? 

Zamanaşımı süresi 15 yıldır. Süre ölümün gerçekleştiği tarihten itibaren başlar.  

Kaynakça  

1. ZAFER, Hamide, Ceza Hukuku Genel Hükümler TCK m. 1-75, İstanbul 2013, s. 229-282.  

2. ARTUK, M. Emin/ GÖKCEN, Ahmet, Ceza Hukuku Genel Hükümler, İstanbul 2020, s. 386-475.  

3. TEZCAN, Durmuş/ERDEM, Mustafa Ruhan/ ÖNOK, Murat, Teorik ve Pratik Ceza Özel Hukuku, Ankara 2008, s.186-194.  

4. TEZCAN/ERDEM/ÖNOK, s.186-194.  

5. Yargıtay 12. Ceza Dairesi, E. 2020/10627, K. 2024/2853, T. 30.05.2024.  

6. Yargıtay 12. Ceza Dairesi E. 2021/674, K. 2024/6539, T. 20.11.2024.  

7. GÖKCEN, Ahmet, Taksirle Ölüme Sebebiyet Verme (m.85), Beykent Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt: 4, Sayı: 7, İstanbul 2018, Sayfa: 21-66.  

8. Yargıtay 12. Ceza Dairesi, E. 2015/2717, K. 2016/489, T. 18.01.2016.  

9. KAYAER, Nebahat Kayaer, Ceza Hukukunda Hekimin Tıbbi Müdahalesi Çerçevesinde İşlenen Taksirle Öldürme Suçu (Doktora Tezi), Dokuz Eylül Üniversitesi Kamu Hukuku Anabilim Dalı, İzmir 2012, s. 237-285.