Uluslararası koruma başvurusu, vatandaşı olduğu veya bulunduğu ülkede hayatı, özgürlüğü veya güvenliği ciddi risk altında olan kişilerin başka bir devlete sığınma amacıyla başka bir deyişle iltica etmek üzere yaptığı resmi başvurudur. Türkiye’de bu süreç 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu (YUKK) hükümlerine göre yürütülmektedir.

Tanımı ve Hukuki Dayanakları

1951 tarihli “Mültecilerin Hukuki Statüsüne İlişkin Cenevre Sözleşmesi” ve Sözleşme’ye Ek 1967 Protokolü bir kimseye mülteci statüsü tanınabilmesi açısından temel hukuki dayanak niteliğindedir. “Mülteci”, “şartlı mülteci” ve “ikincil koruma” statülerinin karşılığı olan uluslararası koruma kavramı ise 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanununu ile Türk göç hukuk sistemine girmiştir. 1951 Cenevre Sözleşmesinin aksine Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanununda “mülteci” ve “şartlı mülteci” ayrımına gidilmesi Türkiye’nin Sözleşmeye koymuş olduğu coğrafi kısıtlamadan kaynaklanmaktadır. 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu’nun 61’inci maddesinde “mülteci”, 62’nci maddesinde “şartlı mülteci” ve 63’üncü maddesinde ise “ikincil koruma” statüleri düzenlenmiştir.

Kanununun 4’üncü maddesinde ise Cenevre Sözleşmesi ile benzer şekilde temel ilke niteliğinde olan “geri gönderme yasağı” na yer verilmiştir. Bu hükme göre “hiç kimse işkenceye, insanlık dışı ya da onur kırıcı ceza veya muameleye tabi tutulacağı ya da ırkı, dini, tabiiyeti, belli bir toplumsal gruba mensubiyeti veya siyasi fikirleri dolayısıyla hayatının veya hürriyetinin tehdit altında bulunacağı bir yere gönderilemez”.  Ayrıca Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS), m.3 (işkence yasağı) ve Türkiye Anayasası m.17 (yaşam hakkı) uluslararası koruma statülerinin verilmesindeki hukuki dayanakları arasındadır. Buna göre, sığınma talebinde bulunulan devlet, pozitif yükümlülüğü kapsamında uluslararası koruma başvurularını titizlikle ve temel insan hakları hukuku ilkeleri çerçevesinde değerlendirmelidir.

Bu düzenlemeler birlikte ele alındığında, Türkiye’deki uluslararası koruma başvurularına ilişkin dava süreçlerinde hem ulusal hukuk hem de uluslararası hukuk normları ile emsal Anayasa Mahkemesi kararları ile AİHM kararlarının da dikkate alınması zorunludur. Dolayısıyla, başvuru sahiplerinin bu çok katmanlı hukuki çerçeveyi bilen avukatlardan destek almaları hak kayıplarını önlemek açısından kritik öneme sahiptir.

Kimler Uluslararası Koruma Başvurusu Yapabilir?

·      Koruma ihtiyacı olan kişi tanımı

Bir devlete vatandaşlık bağı ile bağlı olan kişi, hem yabancı bir ülkede iken kendi devletinin diplomatik himayesi altında bulunma hakkına hem de kendi ülkesinde ırkı, etnik kökeni, dil ve cinsiyet gibi özellikleri ile ayrıştırılmaksızın temel hak ve özgürlüklere sahip olarak yaşamını sürdürme hakkına sahiptir. Ancak bazı durumlar söz konusu olur ki, kişi savaş, iç karışıklık, siyasi olaylar, cismani bir ceza ya da ölüm cezası gibi çeşitli nedenlerle kendi ülkesinin korumasından faydalanamaz veya faydalanmak istemez. İşte “korunmaya ihtiyacı olan kişi”, temelde menşe ülkesinde kendisi için gereken koruma yükümlülüğü sağlanmamış aksine insan hakları ihlallerine maruz kalmış veya kalma riski bulunan kişileri ifade etmektedir.  Uluslararası koruma ise menşe ülkesinin korumasından faydalanamayan bu kişilerin, salt insan olmalarından ötürü hak sahibi oldukları esasına dayanan, çoğu zaman sığınma talep edilen yabancı bir devletin sağladığı ya da çeşitli uluslararası kurumlar, hükümetler arası kuruluşlar veya sivil toplum örgütleri vasıtasıyla tesis edilen ikame edici koruma biçimidir1.

·      Uluslararası Korumadan Yararlanabilecek Yabancılar

6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu doğrultusunda Türk hukukuna göre uluslararası korumadan yararlanabilecek yabancılar mülteciler, şartlı mülteciler ve ikincil koruma statü sahipleridir. Kanun’un 61’inci ve 62’nci maddelerinde sırası ile “mülteci” ve “şartlı mülteci” ile 63’üncü maddesinde ise “ikincil koruma” statüsü tanımlanmıştır. Buna göre;

·      Irkı, dini, tabiiyeti, belli bir toplumsal gruba mensubiyeti veya siyasi düşüncelerinden dolayı zulme uğrayacağından haklı sebeplerle korktuğu için vatandaşı olduğu ülkenin dışında bulunan ve bu ülkenin korumasından yararlanamayan, ya da söz konusu korku nedeniyle yararlanmak istemeyen yabancıya veya bu tür olaylar sonucu önceden yaşadığı ikamet ülkesinin dışında bulunan, oraya dönemeyen veya söz konusu korku nedeniyle dönmek istemeyen vatansız kişiye statü belirleme işlemleri sonrasında;

 

Eğer Avrupa ülkelerinde meydana gelen olaylar nedeniyle Türkiye’ye gelmiş ise “mülteci” eğer Avrupa ülkeleri dışında meydana gelen olaylar nedeniyle Türkiye’ye gelmiş ise “şartlı mülteci” statüsü verilir.


·     Mülteci veya şartlı mülteci olarak nitelendirilemeyen, ancak menşe ülkesine veya ikamet ülkesine geri gönderildiği takdirde; ölüm cezasına mahkûm olacak veya ölüm cezası infaz edilecek, işkenceye, insanlık dışı ya da onur kırıcı ceza veya muameleye maruz kalacak, uluslararası veya ülke genelindeki silahlı çatışma durumlarında, ayrım gözetmeyen şiddet hareketleri nedeniyle şahsına yönelik ciddi tehditle karşılaşacak,

olması nedeniyle menşe ülkesinin veya ikamet ülkesinin korumasından yararlanamayan veya söz konusu tehdit nedeniyle yararlanmak istemeyen yabancı ya da vatansız kişiye, statü belirleme işlemleri sonrasında ikincil koruma statüsü verilir.

·      Uluslararası Korumanın Dışında Tutulan Yabancılar

Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanununun 64’üncü maddesinde “Uluslararası Korumanın Haricinde Tutulma” başlığı altında uluslararası korumadan yararlanamayacak yabancılara yer verilmiştir:

·    Yabancı, Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR) dışında, diğer bir Birleşmiş Milletler organı veya örgütünden hâlen koruma veya yardım görüyorsa (bkz. YUKK m. 64/1-a) ya da ikamet ettiği ülke yetkili makamlarınca, o ülke vatandaşlarının sahip oldukları hak ve yükümlülüklere sahip olarak tanınıyorsa (bkz. YUKK m. 64/1-b) halihazırda uluslararası korumaya ihtiyacı bulunmadığından hariçte tutulmaktadır.

·   Başvuru sahibi yabancının, 1951 Cenevre Sözleşmesi’nin 1’inci maddesinin (F) fıkrasında belirtilen fiillerden suçlu olduğuna ciddi kanaat bulunanlar da uluslararası korumadan hariç tutulur (bkz. YUKK m. 64/1-c).

Ayrıca uluslararası koruma başvurusu yapmadan önce Türkiye dışında zalimce eylemler içinde olduğu düşünülenler, yukarıda sayılan suç ya da zalimce fiillerin işlenmesine iştirak eden veya işlenmesi yönünde tahrik eden kişiler uluslararası korumadan hariç tutulur. Kanun koyucu ikincil koruma statüsü açısından diğerlerine ek olarak farklı hariçte tutulma gerekçelerine de yer vermiştir (bkz. YUKK m. 64/5).

Türkiye’de Uluslararası Koruma Başvuru Süreci

Başvuru nereye ve nasıl yapılır?

Türkiye’de uluslararası koruma başvurularının valiliklere bağlı olarak il göç idaresi müdürlüklerine bizzat yapılması gerekmektedir. Başvuru yapmak ücretsizdir. Ancak başvuru esnasında zulüm iddiasının doğru bir şekilde anlatılabilmesi ve başvurunun temelinin sağlam bir şekilde desteklenebilmesi açısından başvuru aşamasında da hukuki destek alınmasını tavsiye etmekteyiz.

Başvuru için gerekli belgeler nelerdir?

Başvuru sırasında genellikle şu belgeler talep edilir:

  • Pasaport veya kimlik belgesi (varsa),
  • Başvuru dilekçesi,
  • Biyometrik fotoğraf,
  • Yaşadığı adrese ilişkin kira sözleşmesi, faturalar vs.,
  • Varsa kişisel durumunu destekleyen belgeler (tehdit mektupları, sağlık raporları, mahkeme evrakı, seyahat dokümanları vs.).

Başvuru sonrası yapılması gereken işlemler

  • Başvuru sahibine Uluslararası Koruma Başvuru Sahibi Kimlik Belgesi verilir.
  • Başvuru sahibi için belirlenen uydu ilinde ikamet etme zorunluluğu bulunmaktadır. Bu il sınırları dışına çıkılması izne tabi olup İl Göç İdaresi Müdürlüğünden veya e-devlet üzerinden “yol izin belgesi” alınması gerekmektedir.
  • İl Göç İdaresi Müdürlüklerince belirli şekil ve sürelerde bildirimde bulunma, “imza yükümlülüğü” gibi idari yükümlülükler getirilebilir.
  • Başvuru sahibi, adres kayıt sistemine kayıt yaptırmak ve adresini bildirmekle yükümlüdür.
  • Adres değişikliği”, “telefon numarasının değişmesi”,evlilik”, “boşanma” gibi başvuru sahibinin kişisel bilgilerindeki değişiklikleri kanunda belirtilen süreler içerisinde Göç idaresine bildirmesi gerekmektedir.
  • Başvuru sahibi kimlik belgesi ile sağlık ve eğitim hizmetlerinden yararlanma imkânı doğmaktadır.
  • Başvurunun üzerinden 6 aylık sürenin geçmesi akabinde “çalışma izni” almak koşuluyla çalışabileceklerdir.

Mülakat ve Değerlendirme Süreci Nasıldır?

Uluslararası koruma başvurularının etkin ve adil bir kararla sonuçlandırılabilmesi açısından en önemli aşaması “mülakat” aşamasıdır. Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu’nun 75 inci maddesine göre, kayıt tarihinden itibaren otuz gün içerisinde mülakat yapılması gerektiği belirtilmişse de uygulamada çok daha uzun süreler geçtiğine rastlamaktayız. Bu durumun, başvurunun sonucunda verilecek nihai karar veya süreç ile alakalı olumlu veya olumsuz herhangi bir kanaatten bağımsız olduğunu belirtmekte fayda görmekteyiz. 

Mülakat esnasında başvuru sahibi açısından önem arz eden bazı hususlar şunlardır:

  • Mülakatın mahremiyeti dikkate alınmalıdır. Kişisel gizliliğe önem verilerek kişiye kendisini en iyi şekilde ifade etme olanağı sağlanmalıdır.
  • Aile üyelerinin bulunması gerekli olduğu durumlarda, kişinin muvafakati alınarak mülakat aile üyeleri ile birlikte yapılabilir.
  • Başvuru sahibinin avukatı gözlemci olarak bulunabilir.
  • Başvuru sahibi, neden ülkesini terk ettiğini tutarlı ve ayrıntılı bir şekilde anlatmalıdır. Verdiği bilgi ve belgeler arasında çelişkiler varsa bunları açıklığa kavuşturmalıdır. 
  • Mülakat sırasında tercüman talep etme hakkı vardır. Tercümanı anlamaması halinde mülakatın gerçekleştirilmemesi nedeniyle yeni mülakat tarihi belirlenmelidir.
  • Gerekli görülür ise başvuru sahibi ile ek mülakatlar yapılabilir.

Mülakat esnasında bir avukatın gözlemci olarak bulunması, mülakat esnasında hak kaybına neden olabilecek herhangi bir sorunun ortaya çıkması halinde anında müdahale edilebilmesi ve savunuculuk açısından oldukça önem arz etmektedir. Zira mülakata ilişkin daha sonradan ileri sürülebilecek hukuka aykırılık iddiaları açısından ispat güçlüğü ile karşı karşıya kalınmaktadır. Mülakat öncesinde, mülakata hazırlık ve bilgi ve belgelerin yeniden gözden geçirilmesinin de bir avukat eşliğinde sağlanmasında fayda görmekteyiz.

Mülakat esnasında sorulabilecek sorulardan bazıları ise şunlardır:

  • Ülkenizi neden terk ettiniz?
  • Ülkenizde size yöneltilen tehditler nelerdi?
  • Türkiye’ye nasıl geldiniz?
  • Ülkenize dönmeniz durumunda hangi risklerle karşılaşırsınız?

Başvuru ile Alakalı Alınan Kararlara İtiraz ve Yargı Yolu

Kanun’un 54’üncü maddesine göre;

Uluslararası koruma başvurusu reddedilen, uluslararası korumadan hariçte tutulan, başvurusu kabul edilemez olarak değerlendirilen, başvurusunu geri çeken, başvurusu geri çekilmiş sayılan, uluslararası koruma statüleri sona eren veya iptal edilenlerden haklarında son karar oluşanlar hakkında sınır dışı etme kararı verilebilecektir. Bu nedenle, uluslararası koruma başvurularına ilişkin verilen kararlara itiraz ve yargı yoluna başvurulması önem arz etmektedir.

Kabul Edilemez Başvuru:

Başvuru sahibinin,

-       Farklı bir gerekçe ileri sürmeksizin aynı başvuruyu yenilemiş olması,

-     Kendi adına başvuru yapılmasına muvafakat verdikten sonra başvurunun herhangi bir aşamasında haklı bir nedeni olmaksızın veya başvuru reddedildikten sonra farklı bir gerekçesi bulunmaksızın ayrı bir başvuru yapmış olması,

-       İlk iltica ülkesinden veya güvenli üçüncü ülkeden gelmiş olması

Gerekçeleriyle başvurusunun kabul edilemez olduğuna karar verilebilir. Sadece yargı yoluna başvurulabilir. Kabul edilemez başvuru kararlarına karşı 15 gün içerisinde yetkili idare mahkemesinde dava açmak gerekmektedir.

Başvurunun Reddi Kararı (Menfi Karar):

Kararın tebliğinden itibaren on gün içinde “Uluslararası Koruma Değerlendirme Komisyonuna” itiraz edilebilir ya da kararın tebliğinden itibaren otuz gün içinde, yetkili idare mahkemesine başvurulabilir. İdari itiraz halinde Uluslararası Koruma Değerlendirme Komisyonu kararlarına karşı da yargı yoluna başvurulması gerekmektedir. Açılan davada menşe veya önceki ikamet ülkesinin mevcut genel şartları ve başvuru sahibinin kişisel şartlarının menşe ülke raporları, uluslararası belgeler, haber kaynakları ve araştırma sonuçları ile birlikte özenle ve doğru bir şekilde dikkate getirilebilmesi için bu alanda deneyim sahibi ve uzman avukatlardan destek alınmasını tavsiye etmekteyiz. 

Başvurunun Geri Çekilmiş Sayılması Kararı:

Başvuru sahibinin; özellikle “Mazeretsiz olarak; bildirim yükümlülüğünü üç defa üst üste yerine getirmemesi ve belirlenen ikamet yerine gitmemesi veya ikamet yerini izinsiz terk etmesi” gibi kanunda sayılan hallerde başvurusu geri çekilmiş kabul edilerek değerlendirme durdurulur.  Kararın tebliğinden itibaren otuz gün içinde, yetkili idare mahkemesine başvurulabilir. Başvurunun geri çekilmiş sayılması halinde, yeniden uluslararası koruma başvurusu yapılabilmesi çeşitli usullerde mümkün olabilecektir.

Koruma Altındaki Kişilere Tanınan Haklar

Mülteci, şartlı mülteci veya ikincil koruma statü sahiplerine, yabancı kimlik numarası içeren, hiçbir harca tabi olmayan kimlik belgesi düzenlenir. Mülteci, şartlı mülteci ve ikincil koruma statü sahipleri; başvuru sahiplerine göre daha geniş ve kapsamlı haklar elde etmektedir:

  • Statü sahibi kimlik belgesinin ikamet izni yerine geçmesi,
  • Gönüllü geri dönüş desteği talep etme,
  • Karşılıklılık ilkesinden muafiyet,
  • Gizlilik isteme,
  • Yardımlara erişim,
  • Eğitim hizmeti alma,
  • İş piyasasına erişim,
  • Hukuki destek,
  • Sağlık hizmetlerine erişim,
  • Seyahat belgesi (istisnai hallerde),
  • Uyum faaliyetlerinden faydalanma.

Uluslararası Koruma Başvurusunda Dikkat Edilmesi Gerekenler

Belgelerin hazırlanması ve beyanların tutarlılığı

Başvuru belgeleri doğru ve eksiksiz olmalıdır. Bilgi ve belgeler arasında çelişkiler olmamasına var ise tutarlı ve gerçeğe uygun bir şekilde açıklanmasına dikkat edilmelidir. Açıklanan bilgilerin ayrıntılandırılması güvenilirliğinin sağlanması açısından önem arz etmektedir.

Avukat ve STK desteğiyle süreci yürütmek

Hukuki yardım ve sivil toplum kuruluşlarının desteği tecrübeli uzman kişilerce başvuru süreci ve mülakat aşamalarının takibinin sağlanması anlamına geleceğinden başvurunun başarısını artırabilecektir.

En sık yapılan hatalar:

  • Yanlış beyanda bulunmak,
  • İkamet ili dışına izinsiz çıkmak,
  • Belgeleri geç teslim etmek,
  • Mülakatta çelişkili ifadeler vermek,
  • Mülakatta asıl gerekçelerden uzaklaşıp ekonomik unsurlara değinmek.


Uluslararası Koruma Başvurusu ile İlgili Sıkça Sorulan Sorular

Başvurum reddedilirse itiraz edebilir miyim?

Evet. Başvurunuz hakkında verilen kararın niteliğine göre Uluslararası Koruma Değerlendirme Komisyonuna itiraz edebilir veya yargı yoluna başvurabilirsiniz. Her bir karar açısından farklı kanuni süreler öngörülmüş olup herhangi bir hak kaybı yaşamamanız adına hukuki destek almanızı tavsiye ederiz.

Uluslararası koruma ile geçici koruma arasındaki fark nedir?

  • Uluslararası koruma bireysel başvuru ve değerlendirme esasına dayalıdır.
  • Geçici korumada ise kitlesel olarak sınırlarımıza gelen veya sınırlarımızı geçen yabancılara bir statü sağlanmaktadır. Türkiye’de şu anda geçici koruma statüsü yalnızca Suriyelilere tanınmaktadır.

Mülakat sırasında nelere dikkat edilmelidir?

Beyanların tutarlı, detaylandırılmış ve gerçeğe uygun olması gerekir. Çelişkili ifadeler süreci olumsuz etkileyeceğinden verilen bilgiler ve belgeler arasında çelişkiler mevcut ise açıklamakta fayda bulunmaktadır. Zulüm riskine ilişkin gerekçelerden uzaklaşılmamalı ve ekonomik sebeplere yer verilmemelidir. 

Koruma statüsü aldıktan sonra çalışma hakkı var mıdır?

Evet. Şartlı mülteciler ile hatta uluslararası koruma başvuru sahibi yabancılar altı aylık süre sonunda çalışma izni veya çalışma izni muafiyeti başvurusunda bulunabilirler. Mülteci veya ikincil koruma statüsü sahibi yabancılar ise statü almasından itibaren bağımlı veya bağımsız olarak çalışabilir.

Başvuru sürecinde sağlık hizmetlerine erişebilir miyim?

Evet. Herhangi bir sağlık güvencesi olmayan ve ödeme gücü bulunmayanlar uluslararası koruma başvuru kaydından itibaren bir yıl süre ile 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu hükümlerine tabidir.

Başvuru yaptıktan sonra ikamet ili dışına çıkabilir miyim?

Hayır. Ancak Göç İdaresi Müdürlüklerinden veya e-devlet üzerinden yol izin belgesi temin edilerek bu belgede tanınmış süreler içerisinde şehir dışına seyahat edilebilir.

Eşim ve çocuklarım da başvurudan yararlanabilir mi?

Evet. 18 yaşından büyük ve aynı gerekçe ile ülkeyi terk eden aile bireyleri muvafakati alınarak başvuruya dâhil edilebilir veya ayrı ayrı başvuru yapabilir.

KAYNAKÇA

1.    BALKAR BOZKURT, Süheyla, Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu Uyarınca Öngörülen Uluslararası Koruma Türleri, Bahçeşehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt: 10, Sayı: 127, Mart 2015, Sayfa: 41-79